Kamuoyuna saygıyla duyurulur

Medine, İslam tarihinde Mekke’den sonra ikinci derecede kutsal şehirdi.

İslamiyet, Mekke’de insanlığa inmiş, Hz. Muhammed (s.a.v) liderliğiyle Medine’de yayılmıştı. Müslümanların canlarından emin olarak sığındıkları mekândı. Hz. Peygamber’in en sevdiği ve en güvendiği insanların bulunduğu yerleşim yeriydi. İbadet ettiği, toplantı yaptığı, insanları eğittiği peygamber mescidi oradaydı.

Hz. Peygamber’in ölümüne riskler alarak davası için mücadele ettiği ve sırtını dayadığı yer bu şehir olmuştu. Allah’ın Resulu’nün ömrünün son 10 yılının geçtiği ölçüsüz bir vefa duygusuyla bağlı olduğu yer Medine olmuştu. Doğduğu ve sevdiği Mekke’yi fethetmesine rağmen Medine’de kalmayı sürdürmüştü. 632’de vefat eden Hz. Peygamber’in mezarı da Medine’de olmuştu.

Manevi cesameti Müslümanların nazarında tartışılmayacak kadar büyük olan bu şehrin düşman kuvvetlerine karşı savunması için 1916 yılında Fahreddin Paşa atanmıştı. I. Dünya Savaşı’nın rakip devleti İngiltere, Osmanlı Devleti’ne adeta dört bir taraftan saldırıyordu. İngiliz kuvvetlerinin saldırı yaptığı kutsal yerlerden birisi de Medine olmuştu. Medine’yi savunan Fahreddin Paşa, emsalsiz bir mücadele örneği veriyordu. O, mühimmat ve maişet yetersizliğine rağmen düşmanı çok şaşırtan bir savaş mahareti gösteriyordu. Üstelik İngilizler, saldırılarında da yalnız değildi. Başta Şerif Hüseyin ve aşiret bağlıları da İngiliz kuvvetleriyle birlikte hareket ediyorlardı. Ancak “Çöl Kaplanı” namıyla anılan Fahreddin Paşa ve askerleri aşılamıyordu.

I. Dünya Savaşı’nın en zorlu mücadelelerinden birisi, Medine Müdafaası sırasında verilmiştir. 2 yıl 205 gün süren müdafaa sırasında 12. Tümen Komutanı olarak görev yapmakta olan Fahreddin Paşa, gerekli desteği alamamış olmasına rağmen dini hassasiyeti ve askeri cesaretinden dolayı bu mukaddes beldeyi savunmaktan vaz geçmemişti.

Bu cesur komutanın direnişinde en büyük amillerden birisi, Kutsal Emanetlerin İngilizlerin eline geçeceği korkusu olmuştur. Fahreddin Paşa, Mondros Mütarekesi’nin Hicaz, Asir ve Yemen’in boşaltılmasına hükmeden 16. Maddesi’ne rağmen Medine’de müdafaaya devam etmiştir. Paşa, nihayet 12 Ocak 1919 günü kendi arkadaşlarınca derdest edilerek, çok sevdiği Medine’den koparılmıştır. Fakat bu teslimiyet, aslında bir kahramanlık hikâyesinin tarihe not düşülmesinden ibarettir.

Tarih biliminin temel konusu olan “tarih yapan” saygıdeğer şahsiyetlere dair vefasızca ve çirkin açıklamaları esefle kınıyor, tarihi konuların belgelerle konuşulması gerektiğine dair hassasiyetimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

 Türk Tarih Kurumu Başkanlığı

Yayımlanma Tarihi: 19 Aralık 2020